Dava zamanaşımı ceza hukukunun önemli unsurlarından olup, bu uygulamayla, hukukun birçok alanında olduğu gibi, yargılamaların bitirilmesi konusunda süre sınırı getirilmek istenmiştir. Dava zamanaşımı süreleri ile devlet belirli bir süre sonra yargılama hakkından vazgeçmiş olmaktadır. Suçun işlendiği andan itibaren belirli sürelerin geçmesine rağmen yargılamanın tamamlanıp sonuçlandırılmadığı hallerde ceza davasının düşmesi kararı verilir ki işte bu geçen süreye dava zamanaşımı denmektedir.

Dava zamanaşımı, ceza zamanaşımından farklı olarak, suçun işlendiği andan itibaren işlemeye başlayıp kanunda öngörülen sürenin dolmasına rağmen yargılamanın sonuçlandırılmaması halinde bitecektir. Ceza zamanaşımı ise mahkumiyete ilişkin kararın kesinleşmesiyle başlar ve kararın Türk Ceza Kanununda belirlenen sürede infaz edilememesi halinde bitmiş olur.

Türk Ceza Kanununun dava zamanaşımını düzenleyen 66. ve 67. maddelerinin anlatımından yola çıkarak, basit tanımla anlaşılır hale getirmek için dava zamanaşımı sürelerini ikiye ayırmak mümkündür: “Normal zamanaşımı süreleri” ve “Uzamış zamanaşımı süreleri”. Kanun koyucu, zamanaşımını kesen sebepleri 67. maddede belirtmiş, bu sebeplerin var olması hallerinde uzamış zamanaşımı sürelerin uygulanmasını öngörmüştür. TCK 67. maddesinde belirtilen dava zamanaşımını kesen sebeplerin olmaması durumlarında 66. madde uyarınca normal zamanaşımı süreleri uygulanacaktır.

“Dava zamanaşımı Madde 66-
 (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, Geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur.  
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.  
Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi Madde 67-
 (1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hallerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.   
(2) Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi, Halinde, dava zamanaşımı kesilir.
(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.  
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.”

Normal dava zamanaşımı süreleri 66. maddeye bakılarak her ceza miktarı için ayrı ayrı belirlenirken 67. maddede sayılan sebeplerle zamanaşımının kesilmesi halinde tek tek detaylıca her ceza miktarına ilişkin en fazla ne kadar zamanaşımı süresi uygulanacağı belirtilmemiştir. Ancak madde metninden anlaşıldığı üzere; zamanaşımını kesen sebeplerin varlığı halinde, zamanaşımı süresi kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayabileceğinden, şu sürelerin dolmasıyla dava zamanaşımı süreleri her halükarda dolmuş olacaktır:

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda kırbeş yıl,

b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuzyedi yıl altı ay,

c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,

d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmiiki yıl altı ay,

e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda oniki yıl.

Normal dava zamanaşımı sürelerinde belirtilen; fiili işlediği sırada 18 yaşından küçük olanlara ilişkin indirim oranları uzamış dava zamanaşımı sürelerinde de uygulanacaktır.

Dava zamanaşımı süreleri hesaplanırken dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur ve suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırına göre zamanaşımı hesaplaması yapılır.

Anayasa Mahkemesi kararlarında da geçtiği üzere, ceza hukukunda dava ve ceza zamanaşımı süreleri her suçun kamu düzeni üzerinde yaratacağı tesirle orantılı olarak belirlenmiştir. Kamu düzeni üzerinde ağır etkiler yapan suçlar için daha uzun, etkileri hafif olan suçlar için ise, daha kısa zamanaşımı süreleri öngörülmüştür.

Bir kişi suç işlemiş olsa dahi, kanunda belirlenen yargılama sürelerinin dolmasına rağmen hakkında karar verilememesi halinde cezadan tamamen kurtulmuş olacaktır. Zamanaşımı süreleri nedeniyle suçlu bir kişiye ceza verilememesi durumu ortaya çıkacak olsa da, herhangi bir dava zamanaşımı süresi olmaması halinde de yargılamanın sonuçlandırılacağı zaman aralığı belirsiz hale gelecektir. Ceza hukukunda dava zamanaşımı süresi koyulmasının sebebini; suçluların ortaya çıkarılmasında sınırsız sürenin olmaması gerektiği ve devletin keyfi uygulamalar yapmasının önüne geçilmesi olarak söyleyebiliriz.

Av. İbrahim Ordu

 

 

 

Bir yanıt yazın